Terörün Tanımı, Terör nedir, Terörizm nedir?
Çağımızda sıkça kullanılan bir terim olmasına rağmen terör kelimesinin genel kabul görmüş kesin bir tanımı bulunmamaktadır. Terör ve terörizm ile ilgili birçok tanım yapılmış, ancak uluslararası doktrinde ortak bir tanımlama üzerinde birleşilememiştir. Bunun sebebi de bir tarafın terörist ilan ettiği bireyleri, diğer tarafın özgürlük savaşçısı olarak nitelendirmesidir.
ISP Özel Güvenlik Hizmet Politikası
Hukukun üstünlüğünü temel alarak, teknoloji ve bilgi çağının olanaklarını kullanarak, personelimizi bilgilendirmek ve motivasyonunu arttırmak, toplumsal değerleri korumak, korumakla mükellef olduğu topluluğa; Eşit ve güler yüzlü, kaliteli hizmet vermek, özel güvenliğe duyulan güveni ve görev yaptığı ortamın huzur ve emniyetini sürekli üst düzeyde tutmaktır.
ISP AŞ görevlileri 5188 sayılı yasa gereğince, korumakta bulundukları mekan ve kişileri terörist eylemlere karşı savunmak, gerekli önlemleri almak ve gerektiğinde Emniyet teşkilatı ile işbirliği içinde olma görevine haiz olduğundan işbu yazı ile gerek bireysel ve gerekse toplumsal bir vakıa olan terörizm hakkında hem ISP özel güvenlik personeline hem de müşteri ve vatandaşlarımıza genel bilgiler vermeyi amaçlamaktadır.
Terörizm ne demektir?
Terör anlam olarak, insanları yıldırmak, sindirmek yoluyla onlara belli düşünce ve davranışları benimsetmek için zor kullanma veya tehdit etme fiilidir.
Terör kelimesinin Türkçe’deki karşılığı; “korkutma, yıldırma” ve tedhiş manasına gelmektedir. Bu korkutma, yıldırma ve tedhiş, yoğunluk olarak oldukça büyük kapsamlı ve kişilerin psikolojik yapılarını birden bire kaplayan korku durumunu ve şiddet halini ifade etmektedir.
Terörün en önemli özelliklerinden biri hedefin rastgele seçilmesi olgusudur. Kurbanın ayırım gözetmeksizin belirlenmesi, korkunun yayılmasına sebep olur. Eğer herhangi birini hedef alması için özel bir sebep yoksa hiç kimse güvenlikte olmayacaktır. Potansiyel hedef, kendisini korumak için hiçbir şey yapamaz. Çünkü terörist kendi kurallarına göre yargılar ve kendi seçtiği yer ve zamanda faaliyete geçer. Bu da siyasal terör hareketlerinin önceden tahmin edilemeyeceğini ve keyfiliğini ortaya koymaktadır. Terörün bütün türleri için geçerli olan diğer özelliği ise acımasız, tahrip edici ve ahlak dışı olmasıdır.
12.04.1991 tarihli, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu (2010 değişiklikleri) ise terörü şu şekilde tanımlamaktadır:
“Terör, baskı, cebir, şiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyeti’nin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemlerdir.”
Burada yapılan tanımlama, her ne kadar terör tanımı olarak verilmiş olsa da asıl vurgulanan terörizm olgusudur. Çünkü terörizm kavramına bakıldığında genellikle şiddet ve dehşet olgularının birleştiği politik içerikli ve kurulu bir düzene-sisteme yönelik amaçlı fiile verilen isim olarak karşımıza çıkmaktadır.
Terörizm; Politik hedeflere ulaşmak için toplumun demokratik ikna ve eylem yoluyla barışçı davranışına karşı, hukukun üstünlüğü ve devlet otoritesini tanımayan, güçsüzlüklerini gizlemek için demokratik otoriteleri kitlelerden kopararak halka karşı şiddet kullanmaya yöneltmeyi amaçlayan, kendi güç, düşünce ve doktrinleri ile sağlayamadıkları halk desteğini ve ayaklanmasını sağlamak için tarihsel görevlerinin olduğuna inandırılmış çeşitli unsurlardan oluşan ve uluslararası destek gören örgütlerin, tahripkar silahlarla donanmış olarak gelişmiş taktikler kullanan, insanlığı hakir gören, ahlaki hiçbir temeli bulunmayan politik hedeflere ulaşmak için insan hayatını hiçe sayan, masum insanları hedef alan ve hiçbir savaş kuralı tanımayan, geleneksel siyasi suçlardan farklı, metodik (metodolojik), örgütlü, sistematik, öldürme, kaçırma, korkutma ve tahrip etme hareketleridir.
Terörizmin Nedenleri
Terörü psikolojik yönden ele alırken, terör hareketlerini ve terörist grupları oluşturan şahısların genel mantık yapılarını, yaşadıkları çevreyi, ailelerini, ortak yönlerini, ruhsal yapılarında belirli bir bozukluk olup olmadığını ve onları bu fiillere iten etmenlerin neler olduğunu irdelemek gerekir. Çünkü terörist hareketler, bir toplumun değerlerine, normlarına, menfaatlerine, beklentilerine, varlığına, bütünlüğüne ve bu bütünlüğün devamına ters düşen, masum insanların öldürülmesine varına kadar topluma zarar veren çeşitli eylemleri içine alan, devlet güç ve otoritesini zaafa uğratarak o toplumu içten çökertme amacına yönelik bir sosyal sapma – saptırma davranışıdır.
Teröristler, toplumun içinden çıkmakta ve yine o toplum adına, topluma ve onun oluşturduğu devlete karşı faaliyette bulunmayı amaçlarlar.
Teröristi harekete geçiren ya da kişileri terörist olmaya iten nedenler nelerdir?
Bu yönden terör olgusunu yalnızca iç ve dış düşmanların varlığına bağlamak yeterli olmayabilir. Başka bir ifade ile, terörü toplumun ekonomik ve sosyo-kültürel yapısından da ayırmamak gerekir.
Terörün Ekonomik Nedenleri
Ekonomik şartların zorluğu, insanları maddi yönden etkilediği gibi psikolojik ve moral yönden de etkiler. Bu sebeple, toplumdaki dengesiz gelir dağılımı, terör odakları için faydalanılması gereken en önemli faktörlerden biridir. Konu propaganda malzemesi yapılarak, mümkün olduğunca istismar edilmeye çalışılmaktadır. Özellikle gençlik kesimi, yapılan propagandalardan etkilenerek terör örgütlerinin yörüngesi içine girebilmektedir. Ülkemiz de faaliyet yürüten terör örgütleri üzerinde yapılan araştırmalarda örgüt mensuplarının genelde eğitim seviyesi yetersiz ve düşük sosyoekonomik düzeyden gelen fertler olduğu gözlemlenmektedir.
Terörizm ve Sosyo-Kültürel Nedenler
Temel olarak sosyal bir olgu olan terörizm, şüphesiz ki çok boyutlu, çok yönlü ve karmaşık sorunlar paradoksudur. Terörü sosyal bir olay olarak incelerken, toplumun değer yargılarını, alışkanlıklarını, gelenek ve göreneklerini de incelemek gereklidir.
Bu yönden, sosyal değerlerdeki değişmeler, toplumda artan sapmalara ve uyuşmazlıklara neden olabilmektedir. Bu değişim döneminde yaşanan sıkıntı, bunalım ve kaoslar, hem terörist ve şiddet yanlılarını beslemekte, hem de onların toplumu etkilemelerine sebep olmaktadır.
Günümüzde sanayi toplumlarının oluşturduğu karmaşa, aynı zamanda kişileri şiddete iten bir kuvvet de olmuştur. Özellikle kentleşme ve göç olgularından kaynaklanan sosyal çalkantılar ve kültür değişimleri suça olduğu kadar şiddet kullanımına da katkıda bulunmaktadır. Sosyal gelişme ile birlikte ortaya çıkan hızlı nüfus artışı ile toplumun niteliği değişmekte, toplum yaşamına yeni kültür gurupları eklenmekte ve bu durumda yeni bunalımlara kaynak oluşturabilmektedir.
Köyden kente göç eden insanlar genel olarak, kültürel açıdan yabancılık duygusu çekmelerinin yanısıra, yoksulluktan kaynaklanan sebeplerden dolayı kendini çaresiz, sahipsiz ve yalnız hissetmektedir. İnsanlar psikolojik olarak kendilerine kucak açan, değer veren ve onlara bir kimlik atfeden oluşumlara meyil ederler. Bu dinsel bir grup, siyasal bir parti veya bir terör örgütü dahi olabilir. Varoşlarda yaşayan insanlarımız, mensup oldukları grubun en ateşli savunucusu, sahiplenicisi olabilirler. Çünkü kendilerini her yerde ezilmiş, horlanmış, yok sayılmış ve dışlanmış olarak hisseden kitleler bu tip oluşumlar içinde insan yerine konmanın, fert olarak özümsenmenin etkisi altına girerler. Bu yüzden daha çok duygusal ve daha az kontrollüdürler. İçerisine düştükleri boşluğu, din istismarı yapan guruplar ve/veya terör örgütleri doldurabilmektedir.
Terör ve Eğitim Sistemi Unsuru
Gençlik yılları gençlerin bilgiye ve öğrenmeye istek duyduğu dönemlerdir. Toplumların huzuru, eğitimin her bakımdan olumlu olmasına bağlıdır. Dolayısıyle birey eğitimleri ne kadar yeterli ve ne kadar müsbet olursa, bireyler o kadar mükemmel ve yararlı, ne kadar yetersiz ve olumsuz ise, o derece ilkel, menfi ve zararlı olur. Ailenin, okulun, kurumların ve medyanın görevi, insana müsbet karakter kazandırarak, onu topluma ve insanlığa hizmet için yönlendirmek, devletin görevi ise eğitimi sağlamak ve denetlemektir.
Terörizmin Psikolojik Nedenleri
Şahsi becerisi, yetisi ve kişisel yeteneği yetersiz olan insanlar, içinde bulundukları toplumsal durumu, konumu, rolü ve yeri beğenmezler. Toplum tarafından engellendiklerini ilgi, sevgi, saygı görmediklerini düşünürler. İlgi görmek, saygınlık kazanmak, kendilerini gerçekleştirmek için, saldırgan davranışlara ve şiddet eylemlerine değer ve yer veren davranış kalıplarını ve örneklerini kullanırlar.
Saygınlık kazanmak üzere kendini ifade edebilecek doğru, güzel, iyi, olumlu, yaratıcı, üretici yol ve yöntem bulamayan bazı insanlar, ruhsal çatışmalarını, kaygılarını, korkularını, öfkelerini, can sıkıntılarını saldırgan davranışlar ile ve çoğunlukla şiddet eylemleri ile gidermeye çalışırlar. Gerekli gereksiz saldırı ve şiddet olayları yaratırlar veya ilgili ilgisiz bu tür olayların içinde yer alırlar.
Toplum içerisinde azınlık olduğunu, toplumda kendilerine farklı davranıldığını algılayan veya böyle olduğunu sanan kişiler başkalarına da güven duymazlar. Bu tip kişiler güvensizlik duygusunun etkisi altında bazen doğru, bazen de hatalı değerlendirmeler sonucu, toplumun, yöneticilerin, güvenlik güçlerinin, kendilerine karşı kötüniyetli, ön yargılı, haksız ve yanlı davrandıklarını düşünürler. Bu sebeple çoğunlukla onlara da güvenmezler. Güvensizlikten kaynaklanan katı, sert, saldırgan davranış kalıplarını benimser, bunlara alt kültürlerinden kaynaklanan ortak değerler atfederler. Bu davranış kalıplarını saygınlık sembolü olarak kabul ederek, değerlerini ve saygınlıklarını korumak için şiddeti bir eylem biçimi olarak benimserler. Din, mezhep, tarikat ve etnik kökenden kaynaklanan terör örgütlerinde bulunan genç militanlar saldırgan davranışlar ve şiddet eylemlerinde bulunarak bağlı oldukları alt kültüre şan, şeref ve üstünlük sağladıklarını sanıp, insanlara ve çevreye saldırgan bir tavır sergileyebilirler.
Genellikle terör örgütlerinin eleman kaynağı olarak 15-25 yaş arası gençler olduğu görülmektedir. Bu dönem psikoloji ve psikiyatri otoritelerince geçiş dönemi (adolesans çağı – bluğ çağı) olarak tanımlanmaktadır. Çocukluktan yetişkinliğe geçiş çağı olarak ifade edilen bu dönem 13-14 yaşları ile 22-25 yaşları arasını kapsamaktadır.
Bu yaştaki çocuk ve gençler dengesizdirler, kolayca kontrollerini kaybedebilirler. Konuşmak yerine bağırabilirler. Çoğu itaat etmek yerine dövüşmeyi seçer.
Bu çağdaki gençlerin çoğunluğu;
- Fizyonomik özelliklerinde meydana gelen ani değişiklikler nedeniyle kendilerini değersiz görüp, güvensizlik hissi taşırlar.
- Duyguları çabuk iniş çıkış gösterdiğinden çabuk sevinir, çabuk üzülür, birden sinirlenir, olur olmaz şeyleri sorun yaparlar. Bu sebeple tepkileri önceden kestirilemez.
- Alıngan davranıp, eleştiriye tahammül edemez, anne ve babalarını yerli yersiz eleştirler.
- Sürekli bir gel-git içerisinde, maceracı ve kabına sığmaz bir ruh yapısına sahip olduklarından gelgeç hevesleri artmıştır.
- Egoları nedeniyle bencilleşirler, istekleri artar, konan yasakları saçma, kendine tanınan hakları ise yetersiz bulurlar.
- Anne-babadan devlete kadar otorite ifade eden eden herşeye başkaldırma ve isyan eğilimi taşırlar.
- Coşkulu, hayalci ve idealist olup, çoğu duygu ve düşüncelerini inançla savunur, haksızlıklara karşı acımasız bir tutum takınır, yaşanan gerçeklere pek aldırmadan toplum düzeni birden değişsin, eşitsizlikler ortadan kalksın isterler…
Görülmektedir ki zihinsel gelişimi yeterli olmayanlar da terörizm faaliyetlerinde sıklıkla kullanılmaktadır. Bazı insanlarda beyin gelişimindeki eksiklik sonucu oluşan zeka geriliği öfkenin kontrolünü sağlayan aile ve kültürel değerlerin benimsenme yetersizliğine yol açabilir. Böylece bu kişiler diğer insanlardan intikam alma aracı olarak çeşitli acımasız ve yıkıcı davranış bozuklukları geliştirebilirler.
Terörist Faaliyetlerin Amacı
Terör örgütlerinin amaçları örgütün faaliyette bulunduğu ülkeye ve kendilerini yöneten merkeze bağlı olarak farklılık arzedebilmektedir.
Terörizmin amacını; Hedef alınan rejimi, sistemi, şiddet ve korku yolu ile yıkarak, yerine kendi ideolojileri çerçevesinde yeni bir yönetim kurmak olarak belirleyebiliriz. Terör örgütleri, savundukları ideolojiye bağlı olarak, haksızlık ve zulüm olarak gördükleri yönetim ve yöneticileri bertaraf etmeyi, böylece daha mutlu ve adaletli bir yaşam tarzını amaç edindiklerini ileri sürmektedirler. Ancak terörün kamuoyunda görünen amacı, uzun vadede hedef aldığı siyasi rejimi devirmek gibi görünmektedir. Böyle olunca, kısa vadede de bazı amaçlarının bulunması gerekir.
Terörizmin Amaçları özetle;
- Öncelikle hedef alınan rejimi ve siyasi iktidarı yıpratmak, mevcut otoriteyi sarsmak.
- İç ve dış kamuoyunda davalarının duyurulmasını sağlamak ve dikkatleri savundukları tezin üzerine çekmek.
- Oluşturdukları korku ve baskı ile toplumun direnme gücünü kırarak kendi davalarına karşı olumsuz duyarlılıkları ortadan kaldırmak ve kitleleri itaat etmeye zorlamak.
- Kısmi güç ve otorite sağladıkları toplumda kendilerine taraftar katılımı ve kitle desteği sağlamak.
Terör örgütlerinin eylemlerinin birinci aşamadaki temel amaçları, halkın gözünde siyasal iktidarı yıpratmak ve giderek, devletin manevi otoritesinin zayıflamasını sağlamaktır. O kadar ki, bu otorite bunalımı bu kez de, yöneticilerin yeteneksizliklerinin bir kanıtı olarak ileri sürülecek ve insanlar mevcut yönetime karşı başkaldırıya itilecektir. Özetle, siyasal terörün kısa dönemdeki birinci amacı, merkezi yönetimleri felce uğratmak ve kamuoyunu yıldırmaktır.
Terörizmin, bazı güçler tarafından, bazı politik ve ekonomik çıkar sağlamak için araç olarak kullanıldığı dikkate alındığında ise, amaç oldukça farklılaşmaktadır. Böyle durumlarda terörizmin amacı, bir menfaat elde etmek amacıyla, hedef alınan ülke ve toplumda belirli ortamın oluşumuna aracılık etmektir.
Türkiye gibi stratejik önemi bulunan devletlerin, terör ortamında tutulmasında, bazı ülkeler ve bazı güçlerin menfaatleri açısından zorunluluk bulunduğundan, bu gibi durumlarda terörün amacı, sadece bu ortamın devamlılığını temin etmektir. Dolayısıyla terör, bir politik mücadele aracı olarak, bir devletin bir başka devleti zayıflatmak, düzenini bozmak (destabilize) için de kullanılmaktadır.
Özellikle ekonomik açıdan konuya yaklaşıldığında, terörle mücadelenin oldukça yüklü bir maliyetinin bulunması, zaten kıt kaynaklara sahip ülkelerin, ülkenin gelişimi ve ekonomisine yönelik harcaması gereken paraları terörle mücadele alanına kaydırma zorunluluğu, terörün bir amacının da, ekonomik açıdan ülkenin kaynaklarının verimli alanlarda kullanılmasını engellemek olduğu, gerçeğini ortaya çıkartmaktadır. Terör örgütlerinin eylem stratejileri arasında ekonomik hedeflerin bulunması, bu alandaki eylemler ile mevcut rejimin tıkanmasını sağlayarak halkın daha fazla tepki göstermesine zemin hazırlamak ve böylece devrimci bilince sahip olmalarını hızlandırmak şeklindeki yaklaşımları konuya açıklık getirmektedir.
Bazen terör, aynı topraklar üzerinde yaşayan ve aynı kaderi paylaşan, farklı etnik yapıya sahip olduğu iddia edilen unsurların, karşı karşıya getirilmesini sağlayarak, ülke bütünlüğünü ve huzurunu bozmak, şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Etnik yapının istismarı zaman içinde teröre kaynak teşkil etmektedir. Yapay veya doğal, oluşan etnik yapı teröre kaynak teşkil ettiğinde bu unsura karşı, toplumda zamanla oluşmaya başlayan tepkiler, yavaş yavaş dışa vurulmaktadır. Terör eylemleri sonucu açığa çıkan toplumsal duyarlılık, toplumun, terörün kaynağını teşkil eden unsura karşı, ayrım gözetmeksizin, bilinçsiz bir şekilde tepki duyması sonucunu doğurmaktadır. Böylece muhtemel bir iç çatışmanın ilk sinyalleri de verilmeye başlanmış olmaktadır.
Toplumlarda farklı kültürel altyapı ve dünya görüşüne sahip grupların, terör aracını kullanarak, karşı karşıya getirilmek suretiyle çatıştırılmaya çalışılmaları, dolayısıyla toplumun birlik ve bütünlüğünü, düzenini bozma, terörün dikkati çeken bir başka amacı olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’de alevi-sünni, laik-antilaik gruplaşmaları ve bu gruplaşmaların çatışmaya itilmek istenmeleri, bu amaç doğrultusunda ortaya çıkan sonuçlar olarak değerlendirilmelidir.
Terörizmin, kitlelere yönelik hedef gözetmeyen şiddet eylemlerinde ise toplumun güven duygusu ortadan kaldırılarak, halkın can derdine düşmesi amaçlanmaktadır. Böylece kitlelerin terörizme karşı duyarlılıklarının yitirilmesi ve güvenlik açısından devlet ile toplum arasında büyük bir uçurumun meydana getirilmesi hedeflenmektedir.
Terörist Faaliyetlerin Nitelikleri
Terör eylemlerini yapanlar, eylemlerinin etkili olmasını, seslerinin fazla çıkmasını, duyulmasını, yankılanmasını, toplumu bütünüyle etkilemesini, sarsmasını isterler. Eylemi bu amaçla yaparlar. Sıradan bir yere ya da sıradan bir insana yapılanla, önemli bir kuruluşa yada saygınlığı olan birine yapılanın aynı etkiyi yapmayacağını, teröristler herkesten iyi bilir. Hedefleri de ona göre seçerler. Haber televizyonlardan görüntülendiği, arka arkaya kınama demeçleri verilmeye başlandığı zamanda, eylem amacına ulaşmış demektir. O nedenle zaman zaman eylemlerini önemli kuruluşların bulunduğu yerlere, saygın kişilerin bulunduğu şehirlere kaydırmakta ve bekledikleri sonucu daha rahat almaktadırlar.
Terörizm, meydana gelen hasar ve insan kaybından ziyade yarattığı psikolojik etki ve politik sonuçlarla ölçülür. Nitekim teröristler, dikkatleri kendileri ve davaları üzerine çekmeyi başarmış ve kesinlikle bir korku ve dehşet ortamını yaratabilmişlerdir.
Bu bağlamda terörizmin nitelikleri şöyle sıralanabilir:
- Teröristler amaçlarına ulaşmada vasıta olarak, hedef gruplar arasında korku, ümitsizlik ve yıkım atmosferi oluşturmaya çalışırlar.
- Bir şiddet olayının psikolojik sonuçları fiziki sonuçlarından ölçüsüz bir şekilde büyük olursa terörist bir nitelik kazanır.
- Terörizm, özel olarak önceden bilinmeyen baskı şeklidir. Bunda kişi terörizmin belirgin kanunları esasına göre hareket eden teröristlerin ellerinde imhadan kurtulmak için hiç bir şey yapamaz.
- Teröristler savaş kuralı ve yasası tanımazlar, muharip ve gayri muharip ayrımı yapmazlar. Çünkü teröristlere göre tarafsız olunamaz, ya onlardansınız ya da onlara karşısınız.
- Terörizm vahşi, barbar yöntemler ve silahlar içerir.
Terörizm aşağıdaki gerekçeler ile teröristlerce doğru ve haklı gösterilmektedir.
- Terörizm geçmişte de mevcut olmuş başarı için en iyi ve tek yöntemdir.
- Terörizm göze göz, dişe diş şeklindeki adil intikamı gerçekleştirir.
- Terörizm ehveni şerdir, yani kötünün iyisidir. Çünkü terörizmi benimsemezsek daha büyük kötülüklerle karşılaşırız.
Terörizm hakkındaki bu yazı ISP özel güvenlik görevlilerine, müşteri ve tüm vatandaşlarımız bilgilendirme amaçlı olup, ileriki konularda terörist faaliyetler ile mücadele, patlayıcı maddeler ve bombalar hakkında bilgiler, teröre karşı alınacak önlemler, çözümleri ve yapılması gerekenler de işlenecektir.